- ilerlemiş
- по́здний, глубо́кий
ilerlemiş saat — по́здний час
gecenin bu ilerlemişsaatinde — в э́то по́зднее ночно́е вре́мя
çok ilerlemiş ihtiyarlık — глубо́кая ста́рость
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
ilerlemiş saat — по́здний час
gecenin bu ilerlemişsaatinde — в э́то по́зднее ночно́е вре́мя
çok ilerlemiş ihtiyarlık — глубо́кая ста́рость
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
saçına başına bakmadan — ilerlemiş yaşına yakışmayacak biçimde … Çağatay Osmanlı Sözlük
KAHAME — İlerlemiş yaşlılık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yaşlı — 1. sf. Yaşla dolmuş (göz) Hıçkırarak yaşlı gözlerini kaldırdı. Ö. Seyfettin 2. sf. 1) Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (kimse) Kendisi de ilkin yaşlı bir kadın almayı düşünmüş idi. M. Ş. Esendal 2) is. Yaşı ilerlemiş kimse Bu yaşlıları kapısının… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gece yarısı — is. 1) Güneşin batması ile doğması arasındaki sürenin ortası 2) Gecenin ilerlemiş saatleri, gecenin ortası … Çağatay Osmanlı Sözlük
geç saatler — zf. Gecenin bir hayli ilerlemiş vakitleri Orada bir kır kahvesine oturup geç saatlere kadar konuşmuşlar. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
göçkün — sf., hlk. 1) Göçecek duruma gelmiş Göçkün bir ev. 2) Göçebe 3) Yaşı ilerlemiş (kimse), çok yaşlı (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilerlek — sf., ği İlerlemiş, ileriye varmış … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilerlemek — nsz 1) Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak Vapur durmadan düdük çalarak ilerliyordu. H. E. Adıvar 2) Vakit geçmek Mevsimin ilerlemiş olmasına karşın hâlâ direnen bir iki gelincik ve papatya... O. Rifat 3) Daha güçlü, daha etkili… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kadınnine — is. 1) Büyük anne 2) Yaşı epey ilerlemiş kadın … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanser — is., tıp, Fr. cancer Bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü urların yol açtığı hastalık, amansız hastalık, incitmebeni, dokunmabana Doktorlar, kendisinde ilerlemiş bir kanser bulmuşlardır. F. R. Atay… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karnı burnunda — sf. Gebeliği çok ilerlemiş, doğumu yakın … Çağatay Osmanlı Sözlük